Cemal Süreya Aşk Sözleri – Resimli Aşk Sözleri
Cemal süreya aşk sözleri resimli, cemal süreya aşk sözleri uzun, cemal süreya aşk sözleri instagram, cemal süreya aşk sözleri tumblr, cemal süreya aşk sözleri kısa
Cemal Süreya aşk sözleri bulunan sayfamızda sizlere aşka en güzel anlamı yüklemiş şair Cemal Süreya’dan sözler derledik. Siz de bu en güzel aşk sözleri arasından beğendiğinizi sevgilinize, hayatınızın anlamına, aşkınıza facebook ve whatsapp üzerinden gönderebilirsiniz. https://www.sozler.web.tr/wp-content/uploads/2019/11/Romantik-Ask-sozleri-Ask-Sozleri-2019-Duygusal-Kisa-Uzun-Ask-Sozleri-kisa-sozler-web-tr-1024×593.jpg
Önce öp, sonra doğur beni…
Hayat kısa, kuşlar uçuyor…
Biliyorum sana giden yollar kapalı.
Hoşgeldin diyemeden hoşçakal meleğim…
Oysa ben senin gözlerinsiz edemem bilirsin…
Aşklarda bakım istiyor, öğrenemedin gitti.
Ve aşkta taşınacak silah değildir gurur…
Seni ne zaman uyurken hayal etsem, affediyorum.
Özlemek, ölmek’ten sadece iki fazla be çocuk!
Kuşlar gibi cıvıldar, tattırdığın acılar.
Yalnızlık bir ovanın düz oluşu gibi bir şey.
Saat on ikiden sonra, bütün içkiler şaraptır.
Ayışığında oturduk. Bileğinden öptüm seni…
Gün gelir anılar da değiştirir sözcüklerini…
En koyu yalnızlık bile bir tanığa ihtiyaç duyar.
Ve çocuksu bir bencillikti hüznümüz. Eylül’dü…
Yan yanaydık ve şehir, böyle mucize görmemişti…
Özledim. Söyleyeceklerim bu kadar. Kısa ve derin…
Bir daldır uykusuzluk. Sallanır sürekli gecelerde…
Beklentin ne kadar çok olursa, o kadar kırılıyorsun.
Üşüdüysen söyle sevgilim, seni bir kat daha seveyim.
Ne demiş uçurumda açan çiçek; “Yurdumsun ey uçurum!”
Çünkü ne kadar mutlu ettiysek o kadar yalnız kaldık…
Sonra dalgalar geldi dile. Bir mavilik aldı her yerimizi…
Cemal Süreya Aşk Sözleri – Resimli Aşk Sözleri
Bu da böyle bi anıydı deyip, kestirip atmak zorundayım…
Okyanusta ölmez de insan, gider bir kaşık sevdada boğulur.
Öperken koklayan insanın, özlerken burnunun direği sızlar.
Sesinde ne var biliyor musun? Söyleyemediğin sözcükler var.
Dedim ya, Eylül’dü. Savruluşu bundandı kimsesizliğimizin… Anneden kızına doğum günü mektubu
Öyle bir seversin ki; daha eli eline değmeden, nazar değer…
Şimdi sen gidiyorsun, git. Gözlerin de gidiyorlar, gitsinler…
Sen; aklım ve kalbim arasında kalan, en güzel çaresizliğimsin.
Uçmak için kuş olmak gerekmiyor, küçük sevinçler olsun yeter.
Okyanusta ölmez de insan, gider bir kaşık “sevda” da boğulur.
Yüreğine giden bir bilet kes, cam kenarı değil can kenarı olsun.
Keşke birini tam kaybetmeden, ona olan tüm sevgimizi haykırabilsek.
Ne ikna edici bir intihar biçimidir; şimdi seninle göz göze gelmek.
Kim demiş aşk uğruna ölmek zor? Uğruna ölünecek aşk bulmak zor.
Ve bazen sadece; yorgun oluyor insan. Ne küs, ne yalnız ne de aşık!
Nazar değmesin diye mi kurşun döküyordu kalleşler masum çocuklara?
Ertesi gün için bir şey diyemem; ama rakı içtiğin gün ölemezsin.
Ben nerde bir çift göz gördümse tuttum onu güzelce sana tamamladım.
Mektuplar biter, yollar uzar, özlemler büyür. Burda duman, orda sis…
Umulmadık bir gün olabilir bugün. Bir çeşme gibi akabilir cumartesi.
An ki fıskiyesi sonsuzluğun, keşke yalnız bunun için sevseydim seni.
Cemal Süreya Sözleri aşk
Çocuk Güzel anılar gibi hüzünlü. Hüzünlü şarkılar gibi güzel…
Ne kadar silersen sil, ya yırtılır defterin yada izi kalır cümlelerin.
Bir gün ayrıldık ve sevilmekten eskimiş bir renk gibi hissettim kendimi. İspanyolca Sözler
Gözlerinin kahvesinden koy ömrüme, kırk yılın hatırına Sen kalayım.
Düşenin dostu olmaz der kimileri. Sanki ayakta olanın dostu çokmuş gibi.
Yokluğunda bir kuş sütü eksik. Yalnızlığım ve ben seni çok bekledik.
Kuşlar toplanmış göçüyorlar. Keşke yalnız bunun için sevseydim seni.
Denize ilk giren çocuk masumiyetiyle seviyorum seni. Boğulacakmışım gibi.
Biz kırıldık daha da kırılırız. Kimse dokunamaz bizim suçsuzluğumuza.
Birgün aklına gelecek olursam, bana şiir ısmarla. Eylül’ü konuşalım…
S’onsuzluk istemiştim ben aslında; ama S’yi biraz sessiz söylemişim galiba.
Masal dinlememiş çocuklar, büyüyünce kedi resmini bile cetvelle çizerler. Racon Sözler
Kötülüklerin büsbütün egemen olduğu, namussuz bir çağ bu, biliyorsun…
Umulmadık bir gün olabilir bugün. Bir çay söyle, yağmurların kokusunda…
Annesinden dayak yediği halde, yine ‘anne’ diye ağlayan bir çocuktur aşk.
Hevesin, mutluluğun boğazda en sert kaldığı coğrafyanın çocuklarıyız…
Uyandım uyandım, hep seni düşündüm. Yalnız seni, yalnız senin gözlerini.
Gölgene bak, beni anlamak istiyorsan; O kadar yakın, ama sana asla dokunamayan.
Bilirsin sigarayı da kalem tuttuğum gibi tutarım. Ondan tüter sevda sözleri.
Yaprağını dökecek ağaç yok burda. Ama ışık dökebilir olanca renklerini.
Bir çiçek duruyordu, orda, bir yerde. Bir yanlışı düzeltircesine açmış…
Mavi, bir renkten daha fazlası, sonu olmayan bir gökyüzü, umut dolu bir deniz.
Sana rastladığım gün. Susuzdum, yalnızdım. Bir çırpıda içtim gözlerini. Kızıma doğum günü mesajları
Düşenin dostu olmaz’ derler kimileri. Sanki ayakta olanın dostu çokmuş gibi.
Ve sen sonunda bir gün çıkar gelirsin diye, Çok şeyin adı küçük yazıldı.
Oyuncağın kırıldı diye üzülme çocuk. Büyüyünce kalbin paramparça olacak.
Evet, gün geliyor bıkıyorum senden. Ama İstanbul’dan bıkmak gibi bir şey bu…
Cemal Süreya Sözleri Kısa Anlamlı
Ben seni düşünüyorum. Hani tıpkı o ilk günlerdeki gibi. Kalbim diyorum kalbim.
İki çay söylemiştik orda, biri açık, keşke yalnız bunun için sevseydim seni.
Şimdi bir güvercinin uçuşunu bölüyoruz, gökyüzünün o meşhur maviliğinde…
Çık gel bir kez daha yıkıntılarından. Çık gel bir kez daha beni bozguna uğrat.
Göz göze gelebilirseniz, ipi kopmuş bir uçurtma, hızla uzaklaşır bakışlarından.
Çok günah işledim, korkuyorum. Ayaklar altına al beni anne! Cennete gitmek istiyorum.
Bazen diyorum ki ne olacak söyle gitsin. Sonra diyorum söyleyince ne olacak sus bitsin.
Birbirimize birkaç adım mesafelerdeyiz aslında ama aramızda kilometrelerce gurur var.
Tamam mesafeler aşka engel değil ama ben burada ağlasam senin yanakların ıslanır mı?
Madem sevmiyorsun o zaman sahip çık gözlerine! Dönüp dolaşıp değmesinler gözlerime.
Neden yorgunsun sorusuna cevap aramaktan ve bunu sormasınlar diye gülümsemekten yoruldum.
Kasımın son mısralarındayız, günlerden ne bilmiyorum; ama ben bugün de seviyorum seni.
Neden yorgunsun sorusuna cevap aramaktan, ve bunu sormasınlar diye gülümsemekten yoruldum.
Hayatımı, başka hiçbir hayatla değiştirmek istemediğime göre demek ki mutsuz değilim.
Seni ilk tanıdığımda yaran vardı başkasına kanayan. Ben seni yaralarına rağmen sevdim.
Cemal süreya sözleri Tumblr
Ne diyordu şair; Düşenin dostu olmaz der kimileri. Sanki ayakta olanın dostu çokmuş gibi.
Öylesine sevdim ki seni, öylesine sensin ki! Kuşlar gibi cıvıldar, tattırdığın acılar.
Sana seni seviyorum dediğim kadar, anneme peki anneciğim deseydim; hazırdı cennetteki yerim.
Ellerim ceplerimde yürüyorum. Ve ben ne zaman bir şiir duysam, şahadet getiririm, ölürüm.
Yemek yemek üzerine ne düşünürsünüz bilmem ama kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmalı.
Sen dedi; intihar gibisin. Hem herkes tarafından bir kez düşünülen hem de cesaret edilemeyen.
Birer birer, seve seve çıktığım aşk basamaklarını; onar onar, söve söve iniyorum şimdi!
Belki de. Evet, belki de sen, hiç hak etmemiştin beni. Oysa ben; her halinle kabullenmişim seni.
Önce sevdiğiniz terk eder sizi, ardından uykunuz. Sonra ne sevdiğiniz geri gelir ne de uykunuz.
Yavaşça kalemin kulağına eğilip dedim ki: “Bir daha onun adını yazarsan, seni de kırarım.”
Mutlu uyumak lazım azizim. Madem uyku yarı ölüm halidir, o halde mutlu ölmek lazım, her gece…
Gel be gel işte. Küfrüm tövbeme karışsın, aklım fikrime. Öyle bir gel ki bana nefes nefese…
Bak! Papatya mevsimi geldi. Mevsimlerden papatyayı severim. Sonra seni. Sonra yine seni. Ve hep seni.
Gider gibi yapmadım ben, ya kaldım ya gittim. Sen ise kalır gibi yaptın, ama gittin ve ben bittim.
Uzaktan seviyorum seni. Kokunu alamadan, boynuna sarılamadan, yüzüne dokunamadan. Sadece seviyorum.
Cemal Süreya’dan aşk ile ilgili sözler
Hani çok su verince ölürmüş ya çiçekler, birisini de çok sevince bırakıp gidiyormuş meğer.
Kırmızı bir atkı al sade, yalnızlığını saklar, Edip Cansever okuma bu mevsim, ruhunu sakatlar.
Açık çay içerdi hep. Demli olunca bardağın diğer tarafından beni göremezmiş. Öyle derdi hep.
Gitmekle gidilmiyor ki… Gitmekle gitmiş olamazsın; gönlün kalır, aklın kalır, anıların kalır.
Uğraşmayı bırak artık dünle ve dünündekilerle. Bir de hep yanında olanlarla yarına bakmayı dene.
Unutsun beni demişsin, bu bana imkânsız geliyor. Çünkü unutmam için önce seni hatırlamam gerekiyor.
Midem bulanıyor bozuk süt içmiş gibi; ama bir şey içmedim. Sütü bozuk insanlar bulandırıyor midemi.
Üşüyor musun? Üzülme be! Gel yanıma. O kadar yaktın ki canımı; ısınırsın. Üşümezsin bir daha.
Acı çektikçe insan olgunlaşırmış. Yalan be, İlk önce kalbin kırlır, sonra çürümeye başlarsın.
Ne güzel şiir dedi kadın. O senin güzelliğin dedi adam; Sen vardın içimde, Sadece ben içimi döktüm…
Bir kağıda sensizlik yazdım. Yine de çok hoşuma gidiyor. Çünki sensizlik kelimesi bile senle başlıyor.
Çocuk olsam yeniden, bir tek düştüğüm için acısa içim ve kalbim; çok koştuğum zaman çarpsa sadece.
Artık hayallerim suya düşecek diye kaygılanmıyorum. Çünkü, onlar düşe düşe yüzmeyi öğrenmişler.
Bazen öyle yorar ki aşk insanı, bıktırır hayattan. Ve kapayınca gözlerini bir daha açmak istemez insan.
Cemal Süreya Sözleri Resimli
Çok yoruldum sevgili; daha fazla yorma beni. Ben fazlasıyla ödedim zaten, uğrunda kaybettiklerimin bedelini.
Ve aşk saç teli kadar inceydi. Üstünde yürüyebilmek için cambaz olmak değil, yürekli olmak gerekiyordu.
Acı çektikçe insan olgunlaşırmış… Yalan be! İlk önce kalbin kırılır, sonra çürümeye başlarsın.
İki kalp arasında en kısa yol: Birbirine uzanmış ve zaman zaman, ancak parmak uçlarıyla değebilen iki kol.
Göğsünde kaybolurum hüzünlendiğim dakikalarda; çünkü senin omuzlarında ağlamanın deniz manzarası var.
Git diyorsun da olmuyor işte her şeye rağmen gidemiyor insan. Ben de sana sev diyorum mesela sevebiliyor musun?
Eylül’dü. Dalından kopan yaprakların, sararan yanlarına yazdım adını. Sahte bir gülüşten ibarettin oysa…
Şimdilerde altından geçtiğim bütün ağaçlar, yapraklarını döküyor. Havada hazan var, yüreğimde hüzün…
Şimdi diyorum. Şimdi; bir deniz, denizde vapur, gökyüzünde martı, semaverde çay olmalı… Birde çaya yaren…
Ne diyordu şair; Şimdi Bir deniz, Deniz’de vapur, Gökyüzünde martı, Semaverde çay olmalı. Bir de çaya yaren…
Ve aşk; bir saç teli kadar inceydi. Üstünde yürüyebilmek için cambaz olmak değil, yürekli olmak gerekiyordu…
İnsanın başına ne gelirse merakından gelir demiş eskiler. Baktım olmuyor. Ben seni merak edeyim, sen de geliver.
Belki de konuşuyordur gözlerin, ama ben gözce bilmiyorum ki; sessizce biliyorum, usulca biliyorum, masumca biliyorum.
Cevap veriyorum zamanla her şey geçer diyen akıllılara; “geçen tek şey zamandır anlayan, anlatsın anlamayanlara.
İnattandı hep o içip içip gitmeler. Bense boşalttığın kadehleri satın alıyordum. Enayilik ettiğimi bile bile…
Cemal Süreya Aşk Mesajları
Belki o her şeye değecek kadar değerli senin için ama sen de, onun için kendini hiç edecek kadar değersiz değilsin.
Aslında annem seni anlatır dururmuş çocukluğumda, her masala seni anlatarak başlarmış. “Bir varmış, Bir yokmuş”.
Cevap veriyorum “zamanla her şey geçer” diyen akıllılara; “geçen tek şey zamandır” anlayan, anlatsın anlamayanlara.
Baktım sana kızgın değilim, kırgın değilim, dargın değilim… Kısacası artık Ben sana “hiçbir şey” değilim…
Bir takvim ve bir şişe rakı yeter bana. Takvim; Senin geleceğin günleri saymaya, rakı; Gelmediğin günleri kurtarmaya.
Ben senin ilkokul yıllarında durmadan yere düşürdüğün kurşun kalem gibiyim. Dışı sapasağlam, içi paramparça…
Yeter, aklından çıkar artık onu diyor kimileri. Siz de aklınızla değil de, yüreğinizle sevseydiniz anlardınız beni.
Kimseyi suçlama, suçlanacak biri varsa o da sensin. Sonuçta o sana küçük bir umut verdi, sen ise ona her şeyini verdin.
Sen bakma benim bu kadar hüzünlü şeyler yazdığıma, ben çok gülerim. Ve gülerken hiç kimse yalan olduğunu anlayamaz.
Ki ben; senin ilkokul yıllarında durmadan yere düşürdüğün kurşun kalem gibiyim. Dışı sapasağlam, içi paramparça.
Bir isteğim var sadece senden, onun kokusunu al getir, onu saçlarını al getir, hatta mümkünse onu al getir bana rüzgâr.
Senin çelme taktığın yerden başlıyorum hayata. Varsın yara içinde kalsın dizlerim, yüreğim kadar acımaz nasıl olsa.
Seni “olduğun gibi seven” insan için iyi gün kötü gün yoktur. Ne zaman yanında olması gerekiyorsa o zaman yanında olur.
Cemal Süreya Aşk Şiirleri
Sevmek ne uzun kelime. Derin deniz mavisi. Ne zaman geleceksin? Gelsen ya. Güzel buralar. Hem sana bütün olmayı öğretirim.
Yüzüm kime dönük olursa olsun yüreğim hep sana dönük olacak. Ben senden başkasına kapı nasıl açılır bilmiyorum…
Aslında ayrılıklar değil de, gidenin sevmediği halde ‘ Cemal Süreya Sözleri seviyorum ‘ demesi en çok koyuyor insana.
Şimdi sen kalkıp gidiyorsun. Git gözlerin durur mu onlar da gidiyorlar. Gitsinler. Oysa ben senin gözlerinsiz edemem bilirsin.
Parkta salıncak sırası bekleyen çocuk gibi sevdim seni. Biraz heyecan, birazda salıncağı başkası kapacak korkusu işte…
Ne zaman bu şehirden kaçıp gitme isteği gelse, bir köşeye oturup geçmesini bekliyorum. Gidersem dönmem çünkü biliyorum.
Mutlu olmanın yolunu, karşıdakini mutlu etmek sanıyorduk. Yanıldık! Çünkü ne kadar mutlu ettiysek, o kadar yalnız kaldık.
Doğru yerde yanlış kişi olmadık ama yine de sevilmedik. Anladım ki; yanlış yerde, doğru kişi olduğumuz için terk edildik.
Hayat benimse eğer kimse karışamaz ve biliyorum ki herkesle dost olunmaz. Aşka gelince bir kere sevdim işte, bir daha işim olmaz.
Zaman lazım sadece, unutacaksın! Nasıl unuttuysan çocukluğunu, kırılan oyuncaklarını, kırılan kalbini de öyle unutacaksın.
Tam unuttum derken; bir şarkı çalar, biri onun gibi güler, birisi parfümünü sıkıp onun gibi kokar, tüm unuttuğun boşa gider.
Zaman lazım sadece, unutacaksın! Nasıl unuttuysan çocukluğunu, kırılan oyuncaklarını… Kırılan kalbini de öyle unutacaksın.
Keşke şöyle yapsaydım belki severdi deme. O senin için ne yaptı da sevdin sanki? Akıl işi değil, gönül sevdi mi gerisi bahane.
Biz ne zaman yelken açsak sevdalara, kesiliyor bütün rüzgarlar ve biz ne zaman bir parça aşk istesek, yalnızlık kesiyor önümüz.
Küskünlüğüm hayata değil, içindeki beş para etmez insanlara. Bıkkınlığım ise, onların yüzüne bakmak zorunda kalmam aslında.
Cemal Süreya Şiirleri
Küçükken anneme mezarlıktan korkuyorum dediğimde “ölüden değil, diriden kork” demişti. Zamanla anladım ki annem yine haklıydı
Küçükken aldığım dışı güzel, İçi hep çürük çıkan elmalı şekerler gibisin. Aranızdaki tek fark; o elmalı, sen ise el’malı.
Üzülme değmez sözünü duymaktan sıkıldım. Değmeyenlere zaten üzülmem. Üzüldüğüm şey; değmeyenlere yüreğimin değmiş olması.
Annem gözyaşları için ekmek kırıntısı gibi değerlidir derdi. Üstüne basıp geçenlerin çarpılışını görmek için bekliyorum seni.
Bugün hayatı seviyorum, yarın da bir neden bulur severim. Daha sonra yeniden keşfeder, yeniden severim. Benim sevmekten başka işim yok ki…
Sesinde ne var biliyor musun ev dağınıklığı var. İkide bir elini başına götürüp, rüzgarda dağılan yalnızlığını düzeltiyorsun.
Annem gözyaşları için ekmek kırıntısı gibi değerlidir derdi. Üstüne basıp geçenlerin çarpılışını görmek için bekliyorum seni.
Üzülme değmez sözünü duymaktan sıkıldım. Değmeyenlere zaten üzülmem. Üzüldüğüm şey; Değmeyenlere… Yüreğimin değmiş olması.
Merdivenlerin oraya koşuyorum, beklemek gövde gösterisi zamanın; çok erken gelmişim seni bulamıyorum, bir şeyin provası yapılıyor sanki…
Aşklar da bakım istiyor öğrenemedin gitti. Aynı şair şöyle bir dize de ekleyebilirdi şiirine: Aşklar tam güven istiyor güvenemedin gitti.
Aşkımız şimdi görklü bir hayatın yabancaya berbat bir çevirisi. Sen metinde üç beş satır atladın, ben geçmiş zamanda dondurdum fiilleri.
Kadın gözlerini koydu ortaya, bir mavi bir gökyüzü aldı çevrelerini, sevdiler sonsuz bir maviyle alıngan, sevip yaşayanlar oldu sevdi yaşadılar.
Cemal Süreya aşk sözleri kısa
Sevgilim ben şimdi büyük bir kentte seni düşünmekteyim. Elimde uçuk mavi bir kalem cebimde iki paket sigara. Hayatımız geçiyor gözlerimin önünden.
Bazı adamlar, incitmeden sevemezdi. Kırardı, dökerdi, yangılar bırakırdı arkalarında. Bazı adamlarsa tüm geçmişi unutturur, parmak uçlarından öperdi…
En çok sesini aradım. Gözlerinse asılı bıraktığın yerdeydiler hâlâ. Gözlerini sildi zaman… Dedim ya; Eylül’dü. Savruluşu bundandı kimsesizliğimizin…
Seni soruyorlar. Öldü mü diyeyim yoksa dönecek mi? İkiside imkansız değil mi? Çünkü biliyorum; Asla geri dönmezsin Ve biliyorsun; Sen benim için asla ölmezsin!
Sahiplenmek istemez kadın; çünkü zaten kendine sahiptir. Para ve makam istemez kadın; çünkü geçici şeyler olduğunu bilir. Her şeyden sıyrılıp, güven bekler erkekten.
İçtim o bin yıllanmış testiden, içtim, içtim. Örtüler arasında yeryüzü beğenisiyle. Ayışığını paylaşırdı bacakları, öptüm ayak parmaklarını, öptüm, öptüm.
Öyle yorgunsun ki gözlerinde bir avuç cam kırığı dizlerinde yüzyılların zincirleri var sanki. İkide bir elini başına götürüp rüzgarda dağılan yalnızlığını düzeltiyorsun…
Son kötü günleri yaşıyoruz belki. İlk güzel günleri de yaşarız belki. Kekre bir şey var bu havada. Geçmişle gelecek arasında. Acıyla sevinç arasında. Öfkeyle bağış arasında…
Öyle uzaktan seviyorum seni, yanaklarına sızan iki damla yaşını silmeden, en çılgın kahkahalarına ortak olmadan, en sevdiğin şarkıyı beraber mırıldanmadan. Öyle uzaktan seviyorum seni
Sıra hep son kadehe geliyordu. Dudakların başkalarının masasında lâle. Ben boynumdaki ipe bir düğüm daha atıyordum. Peşinden başka gidecek yer yoktu. Seni artık hiç sevmediğim halde…
Oysa bir bardak su yetiyordu saçlarını ıslatmaya. Bir dilim ekmeğin bir iki zeytinin başınaydı doymamız. Seni bir kere öpsem ikinin hatırı kalıyordu. İki kere öpeyim desem üçün boynu bükük.
Sen asıl bunlara bak bunlar dudakların. Bunların konuşması olur öpmesi olur. Seni usulca öpmüştüm ilk öptüğümde. Vapurdaydık vapur kıyıdan gidiyordu. Üç kulaç öteden İstanbul gidiyordu. Uzanmış seni usulca öpmüştüm. Hemen yanımızda balıklar gidiyordu.